Film Adı : The Platform
Yönetmen: Galder Gaztelu
Tür: Korku, Gerilim
Yapımı: 2019 – İspanya
The Platform ( El hoyo ) Netflixte şöyle bir gezinirken karşıma çıkan ve konusu itibariyle son derece ilgimi çeken bir film oldu. Filmi ilginç kılan şey kurgusu olsa da, filmin alt metninde de bir o kadar ilginç mesajlar yer alıyor ve filmin öyle gelişi güzel biçimde yazılmadığını seyircilere hissettiriyor.
Olay Kurgusu
Filmin adını da verdiği platform, yaklaşık 200 kat kadar olan bir binada, üzerinde yemekler dolu biçimde ilk kattan aşağılara doğru gidiyor. Filmin başlangıcında kahramanımız Goreng, 38. katta başlıyor. Yanında da tecrübeli bir ihtiyar var, bu yüzden de bazı şeyleri sorarak hem izleyiciyi bilgilendiriyor hem de kendisi bilgileniyor.
Platform işleyiş tarzı
- Platformda her 1 aylık sürede bulunduğunuz kat değişiyor.
- Platformda önünüze gelen yemeği platform o kattayken yemeniz gerekiyor, yemeği alıp saklamanız halinde oda ciddi biçimde soğuyor ya da ısınıyor. Böylece ölümünüz hazırlanıyor.
- Platformda alt kattakilerle konuşulmuyor, üst kattakiler de yanıt vermiyor.
- Platform her aylık dönemde rastgele şekilde bir kata sizi veriyor, oda arkadaşınız intihar etmez ya da siz onu öldürmezseniz de ekip o şekilde devam ediyor.
- Herkesin The Platform başvurusuna bir eşya getirme hakkı var. Goreng bir kitap getiriyor, oda arkadaşı ise bir bıçak.
- Platform her gece yüksek hızla 0. kata çıkıyor.
İlk uyanılan yerde gayet iyilerken, birden 170 küsürüncü bir kata atıldıklarında ne yazık ki işler değişiyor. Zira buraya yemek gelmiyor ve Goreng’in oda arkadaşı Goreng’i kesip yeme peşinde oluyor. Bu esnada Miharu isimli, katlar arasında çocuğunu arayan kadın Goreng’i kurtarıyor ve onu hayatta tutuyor.
Sonrasında değişe değişe 6. kata geliyorlar. 6. katta oda arkadaşı Baharat isimli biri oluyor. Baharat’ın amacı ise 0. kata çıkarak Platformdan kurtulmak. Ancak bunu bir türlü gerçekleştiremiyor. Platformda herkese yetecek kadar yemek var ancak ilk katlarda herkes ihtiyaç fazlasını aldığı ya da yemeği mahvettiği için 50. kattan itibaren yemek kalmamaya başlıyor. Alt katlara doğru da herkes birbirini öldürüp yemeye başlıyor.
Goreng ve Baharat bir plan yapıyorlar. Yaptıkları silahlarla beraber en alt kata kadar inecekler ve de her katta eşit biçimde yemek dağıtacaklardır. Böylece yemek herkese yetecek ve platformun mantığı çözülmüş olacaktır. Sonrasında da platformla son kattan 0. kata kadar hızlıca çıkarak, platformdan çıkmış olacaklardır. Ancak alt katlara inerlerken Baharat’ın akıl hocam dediği bir abimiz, onlara bu yöntemin mesaj vermek olmadığını, asıl mesajın; hiç dokunulmadan 0. kata götürülecek olan yemek olduğu aklını verir.
Bu sefer bizimkiler bir yemeği koruyup, en üst kata çıkarmanın peşine düşerler. Yemek bir tatlı ve adı da panna cotta. Tam 333. kata gelmişlerdir ki, bir kız çocuğu görürler. Dayanamazlar ve bütün tatlıyı ona verirler. Bu sefer aslında mesajın kız olması gerektiğine karar verirler. Platforma kızla beraber Goreng biner, Bahar kan kaybından ölmüştür. Sonrasında Goreng kızı 0. kata gönderir ve burada film biter.
The Platform yönetmenine bu filmin sonunda kızın mesajının varıp varmadığı sorulduğunda, “Bunu topluma sormalısınız” gibi bir yanıt vermiş. Aslında The Platform filminin mantığında da aç gözlülük ve toplum baskısının ne denli rahatsız edici olabileceği gözler önüne seriliyor.
Film Hakkında
Film son derece ilginç bir konuya sahip. Ancak filmi seyrettikten sonra, bir süre yemek yemek konusunda sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Zira filmde çiğ çiğ insan eti de yeniyor, elleriyle avuçlarıyla pastaya yemeklere dalan insanlar da gösteriliyor. Onun haricinde son derece seyir zevki yüksek bir filmdi diyebilirim.
Bir yanıt yazın