Bonsai yetiştiriciliği konusunda giriştiğim ve de hala daha devam eden “evde saksı bitkisi yetiştirme” denemelerime, bonsailerin pandemi boyunca daha iyi güneş alacağını düşündüğüm ve yaz döneminde de sıkça Edirne’de olmamdan dolayı oraya götürmüş olmam nedeniyle kısa bir ara vermiş gibi oldum. Bu yazımda bu sebeple sizlere Sukulent Bakımı hakkında bilgi vereceğim.
Lakin bonsailerim orada büyürlerken, günlük olarak bakımlarını yapabileceğim yeni ama farklı türlerdeki çiçeklere göz gezdirirken son dönemde dikkat çeken minik, sevimli ve bir o kadar da güzel gözüken sukulent bitkisi dikkatimi çekmeyi başardı.
Haftalık alışveriş esnasında Migros’ta sebze-meyve reyonunun çaprazına yerleştirilmiş bu “minik kaktüs” grubu son derece güzel geldi gözüme ve bir tane de ben aldım. Nedir ne değildir açıkçası tam olarak alana kadar bilmiyordum.
Sukulent Nedir?
Sukulent, kaktüs familyasından gelen ve yaprakları oldukça etli bir bitki. Kelime anlamı olarak ise “özü ve suyu olan” anlamına geliyormuş. Yüzlerce çeşidi olan bu çiçek, bildiğimiz kaktüsler gibi dikenli de değil. Yani bir nevi “dayanıklı çiçek” diyebiliriz. Çünkü yaklaşık 10 gün kadar sulamasanız dahi son derece dayanıklı olduğu için susuzluğa dayanabiliyor, suyu gövdesinin tümünde saklıyor.
Sukulent Bakımı
Sukulentler kaktüs olduklarından mütevellit, çok soğuk havalara gelemiyorlar. Bu yüzden de oda sıcaklığından ya da bir tık altında durmaları gerekiyor. Trakya bölgesinden örnek vermek gerekirse; ben yazın balkonda kışın ise dairede ya da evde bakımını yapmayı düşünüyorum çünkü birden gelen “kırağı” bütün bu minik dostları rahatsız edebilir. Aynı zamanda bulunduğu yerde güneşi direk olarak almasa da, güneş ışığının olduğu aydınlık yerde bakılması gerekiyor.
Sulama konusunda ise siz ne kadar çok su verirseniz, bitkiye aslında o kadar zarar vermiş oluyorsunuz. Bu yüzden seçtiğiniz saksının altında bir delik olursa en azından fazla su oradan tahliye olacaktır, tahliye olmaması ve kökte kalması durumunda ise o kalan su köklerde mantar yapıyormuş bu yüzden de bitki genç yaşta vefat.
Saksı seçiminde çok fazla seçenek olduğu için gözünüze hoş gelen bir saksı seçmenizde sakınca yok lakin toprağın suyu güzelce çekmesi gerekiyor. Toprağı sıkıştırmak için dilerseniz biraz perlit kullanabilirsiniz. Ben, direk olarak Migros’taki saksıyla beraber bakmaya başladım. Şimdiye kadar da memnunuz.
Sukulent Çoğaltımı
Sukulent çoğaltımı için ise herkes çok kolay olduğunu yazmış. Ben de bunu denemek için topraksız tarım fidelerini yetiştirmek için hazırladığım yanık gübreli karışımdan bir kaba koydum ve sukulentlerin 3. Haftasında 3 yaprak koparmak suretiyle diktim. Bunları toprağa direk olarak gömmemek gerekiyormuş, kök kısmı ( yani ağaçtan kopan kısım ) hafif toprağın altında kalacak şekilde olması yeterliymiş. Aynı zamanda suyla alakalı burada da özellikle köke su gitmemesi son derece önemli. Bu yüzden ben kolonya şişesinden kendime bir fısfıs buldum ve onunla sulamasını yapıyorum. Sulamayı sabah yapıyorum, gün içerisinde zaten havalanarak toprak kuruyor. Akşamüstü belki bi kaç fıs yapıyorum ama akşam kesinlikle ellemiyorum.
Şu anda 2 sukulent ve de 3 çoğaltılmak için bekleyen sukulent yaprağım mevcut. İleride çokça sukulent yapıp bunları her bir tarafıma koymayı düşünüyorum. Bakalım nasıl bir sonuç alacağım, buradan da paylaşmak için can atıyorum 😍
25 Ekim 2020 Güncellemesi
Sukulentleri devamlı olarak gün ışığında tutmaya devam ettim, yaklaşık bu yazının paylaşımından 15 gün sonra “ne var ne yok bir bakayım” diyerek toprağı hafif eşelediğimde kökleri fark ettim. Şu anda her şey sağlıklı şekilde devam ediyor; başlarda herhangi bir çürüme yok. Normalde sukulent bakımı ve sukulent yetiştiriciliği sitelerinde başlarının çürümesi gerektiği söylenmiş ise de, şu an filiz vermeye devam ediyor ve çürüme görülmüyor.
4 Nisan 2021 Güncellemesi
Normalinden çok çok daha uzun bir sürede de olsa sukulent çoğaltma işlemi tamamlandı. Neden bu kadar sürdü bilmiyorum ancak artık 4 yapraktan 3 adet minik sukulentim daha var. Yakında onları ayrı ayrı saksılara alacağım.
Bir yanıt yazın