Kapatmak için ESC Tuşuna basabilirsiniz

Odadaki Fil

Blog sayfamın yeni yazısına hepiniz hoş geldiniz. Şimdiye kadar genelde okuduğum kitap, gezdiğim yerler, denediğim hobiler ya da izlediğim filmler üzerinden yazılar yazmaktaydım. Özellikle Google taraflı GA4 güncellemesiyle beraber, artık sizlerin hangi kaynaklardan ( Arkadaş önerisi, sosyal medya, internet siteleri vb. ) blog sayfama ulaştığını görebiliyorum. Açıkçası çok yakın arkadaşlarıma dahi özellikle yazılarımı yazarken rahat hissetmek için blog sayfamın linkini vermezken, beklemediğim derecede bir trafiğin oluşması beni çok ama çok mutlu etti. Bu sebeple sizlere tekrar sonsuz teşekkür ederim. İyi ki varsınız 🥰

Bu paylaşımlar ve sizden gelenler neticesinde, esasen sadece kitap okumak – hobilerle ilgilenmek değil yaptığım. Bu deneyimler esnasında mental olarak da gelişiyorum. Bunun farkında olmadan oluyor. Bu sebeple biraz da sayın Mahir hocam tarafından yapılan “Kendime notlar” tadında bir kategori oluşturmayı düşünüyorum. Burada yıllar içerisindeki düşüncelerimi not etmeyi, değişimleri gözlemlemeyi düşünüyorum.

Odadaki Fil Kavramı Nedir?

Bu yazımda sizlere Odadaki Fil kavramına değinmek istiyorum. Esasen toplumca müzdarip olduğumuz bir durum bu. Odadaki Fil; aslında İngilizlerin kullandığı bir tabir. Bulunduğumuz odada bir fil olsa, bunu anlamak çok zor olmaz. Filin cüssesi her türlü kendini belli edecektir. Ancak buna rağmen çoğu insan bu “odadaki fili” çıkarmaktan çekinir. Kimi rahatını bozmak istemez, kimi başına bela almaktan çekinir, kimi filin ne yapacağını kestiremez. Bu fil, odada tüm yeri kaplasa da değişmez bu.

Her zaman yapamadığım şeyi yapıyorum, onun nasıl yapılacağını öğrenmem için.

Pablo Picasso

İçimizde de aslında onlarca, yüzlerce hatta bazen binlerce oda var. Bu odaların her birinde fil olmasa da; çoğu odasının minik fillerle dolduğunu tahmin ediyorum. Atalarımız “yılanın başını, küçükken ez” demişler. Bunu şimdiye kadar büyümemiş olan tüm içimizdeki odalarda bulunan filler için yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Kabul etmeliyim ki; bu yazıyı yazmaya karar verdiğimde içimde odadaki fillerin sayısının azımsanamayacak sayıda olduğunu fark ettim.

Odadaki Fili Çıkarmak

Odadaki fil kavramını tanıdık. Peki bu odadaki fili çıkarmak için ne yapmalıyız? Öncelikle bu konuda biraz kendimizi hicvetmeliyiz. Ancak çok da abartmamak lazım 😅

İletişim kurun : Şahsen en çok çekindiğim, en çok eksikliğini hissettiğim konu diyebilirim. İnsanlarla iletişim kurmak bana ölüm gibi geliyor. Saatlerce sohbet edebilen insanlara meraklı gözlerle bakıyorum “acaba bu kadar ne konuşuyorlar” diye. Biriyle probleminiz varsa, bunu kesinlikle onun yüzüne karşı konuşun. Arkadan konuşmak hem negativite biriktiriyor, hem de file besi oluyor.

Danışın : İçinden çıkamadığınız bir konu varsa, bunu sevdiklerinize danışabilirsiniz. Onlarla konuşup, onlara probleminizi anlatmak ( dedikodu değil, kendinizle ilgili bir problemi ) iyi gelecektir.

Zamanınızı planlayın : Zamanında yapılmayan her iş, beraberinde stresi getirir. Yetiştirmenin stresine girdiğinizde de, her şey çok gereksiz ve saçma gelmeye başlar. Bu yüzden zamanınızı planlayıp, sorumluluğunu aldığınız iş veya işlemlerle ilgili bir plan dahilinde hareket edin. Stres çoğu zaman hayatı karamsar vaziyette yaşayıp, filin besili bir tosuncuk haline gelmesine neden olur.

Netice itibariyle bedenimizi geliştirdiğimiz kadar, zihnimizin de bakımını yapmamız gerekiyor. Hal böyleyken, bakım sonrasında biriken bazı dert ve kederleri de atmamız gerekiyor. Bu iç temizlik için Sahaja Yoga yazımı da incelemenizi öneririm. Sizin yaptığınız farklı aktiviteler varsa, yorumlarda buluşalım 😊

Önerilerinizi hem mail adresimden, hem sosyal medya hesabımdan bana iletebilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, esen kalınız efem.

Haemos

Merhaba ! Kitap önerileri, gezilecek yerler ve farklı aktiviteler hakkında yazılar yazıyorum. Burası da benim güncem.

Comments (2)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir