Kapatmak için ESC Tuşuna basabilirsiniz

Mecidiye – İtalyan Koyu Doğa Yürüyüşü

Pandemi başladığından bu yana geçen süreçte Edosk ile yürüyüşlere ara vermek zorunda kalmıştım. Son bir kaç haftadır yapılan yürüyüşlere Edirne’de olmadığım için katılamamıştım ancak İtalyan koyu hem merak ettiğim bir yer olması hem de benim seyahat rotamın dışında bir yer olması nedeniyle çok gitmek istediğim bir parkurdu. Ve nihayet bu haftaya kısmet oldu.

Sabah saat 07.30 kalkışıyla beraber Keşan istikametine doğru yola koyulduk. Edirne merkezinden yaklaşık 1.5 – 2 saat kadar mesafeye sahip bu güzel ilçede Şapçı isimli bir mekanda ilk kahvaltı molamızı verdik. Ekipten uzun süre ayrı kalınca son havadisleri “vay anam vay neler dönmüş serhat ya” modunda dinledim. 😁

Mecidiye

Sonrasında parkurun başlangıcı olan Mecidiyeye vardık. Burada amacımız; gölün etrafından dolaşarak, tepelerin ardından devam edebilmekti.

Mecidiye Göleti

Gölete vardığımızda Kadıköy tarafında yaptığımız çevirmeli şunlu bunlu partilere ev misafirliği yapan göllere çok benzetmiş olsam da, buraya daha önce gelmemiştim. Göl son derece güzel bir patikaya sahip ve kesinlikle o sıcakta harika esiyor diyebilirim 🥳

Nisan yağmurlarının Haziran ayının sonlarına doğru yağmaya başlaması nedeniyle gölün etrafında suyun istenen düzeyin üzerine olması ihtimalinin olduğunu da biliyorduk. Bu durumda ise alternatif bir rota çoktan rehberimiz tarafından oluşturuldu.

Gölün maşallahının olması ve bu nedenle göl seviyesine bakakalan minnoş edosklular 😂 ❤

Göl beklenen seviyenin çok çok üzerinde olunca, orman içerisine dalarak bir patika arayışına başladık.

Burada da istediğimiz geçişi bulamayınca tekrar Mecidiye başlangıç noktasına döndük. Gerek sıcak hava, gerek kondisyon olarak oldukça fazla şey kaybeden üyeler nedeniyle çok yavaş bir tempoda yürüyüş yapmaya devam ettik. Her 4 km de bir durup arkayı toparlamak ve beklemek gerçekten bu tür havalarda bunaltıcı olabiliyormuş bunu anlamış oldum 🥵

Az gerisinde harika gölgelik meditasyon alanı, önündeyse böyle fotoğraflık alanlar…

Yeniden yola çıkmadan evvel biraz mola verip hem yemek yiyelim hem biraz soluklanalım diye büyük bir mola daha verdik. Bu esnada artık benim rutin haline getirmeye başladığım ve 4 gezidir sektirmeden devam eden şeyler olduğunu fark ettim. Yeni yeni huylar edindikçe diğer yazılarda daha da geliştireceğim bu listeyi;

  1. İlk defa doğa yürüyüşü deneyimleyecek olan kişi / kişilere kahve ikramı. ( Sıcak su getirebilmek için ortalama 2-3 yürüyüşe gelmeleri gerekiyor ) Kabul ederler etmezler orası ayrı mühim olan niyet 😄
  2. Bulduğum güzel bir gölgelik ve gruptan bi’tık uzakta kulaklıkları takıp, altıma mat yerine hırkamı atıp, 5-10 dakika kadar meditasyon yapmak 😇

İtalyan Koyu

İtalyan koyu yoluna gölün hemen üzerine bulunan güzel de bir tırmanışı olan bir rampadan gitmeye karar verdik. Burada ilerlerken yollar inanılmaz taşlıydı ve bu durumun yaklaşık 2 km ötedeki kum ocaklarıyla alakalı olduğunu düşünmeden edemedim. Gerçekten tepeden baktığınızda ( keşke o kısmı fotoğraflasaydım ama içindeki üzülerek bakmak geliyor insanın içinden ) sağı solu göz alabildiğine yeşillikken, ocak işletilen yerler maalesef çırılçıplak ve toz toprak. Bunun aynısını Cehennem şelaleri varış noktasındayken de görmüş ve hissetmiştim.

Koya varmadan az evvel bir uzun kum bölümü var. Burası öncesinde ücretsizken, bir tesise kiralanmış. Önceki gruplar uzun kum plajından başlayıp fıtı fıtı sahilden sahilden İtalyan koyu ziyareti yapabiliyormuş ama biz birer tepe daha çıkmak zorunda kaldık.

İtalyan koyundan bakınca uzun kum plajı böyle gözüküyor 😄

Mecidiye – koy arasında dikkatimi çeken bir diğer olay ise inanılmaz fazla keçi olması oldu. Keçiler de hem çok güzeller hem de çok bakımlılardı. Ben fotoğraflarını çekmek istesem de ya çok tos yapacak gibi duranlarına ya da köpekli sürülere denk geldiğim için çekemedim lakin orası “güzel keçili yer” olarak hafızamda yer edindi 😀 🐐

Ve sonunda varıyoruz.

İtalyan koyu, Kurtuluş savaşı esnasında İtalyan askerlerin o bölgeye çıkarma yapması nedeniyle bu isimle anılsa da; bölgede Cenevizlilerden kalma bir kaleye ait kalıntıları görebilmeniz de mümkün. Aynı zamanda bu sebepten bazı yerlerde “kale koyu” olarak da geçiyor.

Eğer yürümeyi pek sevmiyorsanız, Mecidiye üzerinden yaklaşık 8 km kadar uzaklıkta olan bu koya rahatlıkla varabilirsiniz. Yolları bozuk ancak yollar bozuk olmasa inanın şu ankinden en az 4-5 kat fazla insan buraya akın eder.

Tabii ki tarih varsa ve bu tarih bana bir kaç yüz metre kadar yakınsa, yakından incelemekten çekinir miyim? Tabii ki hayır 🧐

Yaklaşık 18 Km yürümüş, bir o kadar güneş yanığı olmuş ama yanıkları eve gittiğinde kıpkırmızı kol ve yüzüyle anlayacak olan, yalnızca biraz olsun ayaklarını suya sokmanın verdiği huzurla sağı solu inceleyen bir Sero çizelim buraya 😀

Kalenin hemen dibinde, asimetrik ancak siyah-gri-beyaz tonlarında harika kayalıklar var. Bu kayalıklar koyu bir kaç minik odaya ayırıyor. Eğer şanslıysanız ve gölgelik bir yer arıyorsanız kesinlikle buralarda yer kapmaya bakın derim. 3-4 kişilik arkadaş grubuyla tamamen insanlardan soyutlanmış kendinize ait bir “Survivor” adasında takılabilirsiniz.

Gün sonunda…

Günün bitimiyle beraber bu koyda yaklaşık 2 saat kadar sohbet-muhabbet çok güzel geldi. Bu koyun kendi kendini temizleme özelliği olması nedeniyle henüz buraya müsilaj belası bulaşmamış ve inanılmaz berrak bir suyu var. Minik küçük balıklar görebilirsiniz.

Dönüş yolunda dönemi bitirmiş olsak bile yaz döneminde yapabileceklerimiz konusunda güzel bir grup kurulması ve Keşan’da Şirin Kokoreç isimli efsane bir yerde kokoreç ile günü bitirmek ise tüm yorgunluğun gitmesi için harika sebepler oldu. Her yürüyüş ile beraber yeni hikayeler, yeni insanlar, yepyeni düşünceler ve her yürüyüşün ardından o haftanın stresinin kayıp gittiğini hissetmek…

Bir gün olur da evlenmeyi düşünürsem muhtemelen bu kişi beni doğa sevgisiyle ya da yazılım ilgisi nedeniyle etkilemiş olacaktır. Ha ben onu nasıl etkilerim bence asıl sorunum bu da, bu notum da burada kalsın 😁

Haemos

Merhaba ! Kitap önerileri, gezilecek yerler ve farklı aktiviteler hakkında yazılar yazıyorum. Burası da benim güncem.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir