Kitabın Adı : Huzursuzluk
Yazar : Ömer Zülfü LİVANELİ
Yayın Evi : Doğan Kitap
Basım Tarihi : Ocak 2017
Sayfa Sayısı : 156
Kitaplığımda duran kitaplarımı ay başında verilen siparişlerimin bitmesi nedeniyle tekrardan gözden geçirmeye karar verdim ve bu güzel eseri de niyetlenip bir türlü cesaret edip okuyamıyordum. Nihayet o cesareti kendimde buldum ve okumaya başladım.
Kitabın Konusu
Kitapta çocukluk arkadaşı Hüseyin’in Amerika’da öldürüldüğünü öğrenen gazetecilik yapan İbrahim Zilan’ın memleketi Mardin’e gitmesiyle olaylar başlıyor. Burada en gizemli kısım arkadaşı Hüseyin’in ölürken “Ben bir insandım.” diye defalarca tekrar ederek ölmesi oluyor. Bu son cümlelerinin anlamını çözmek üzere harekete geçen İbrahim, öncelikle taziye evine gidiyor ancak bu evde sürekli olarak bir kızdan bahsedildiğini, şeytan olduğundan ve her şeyin onun yüzünden olduğundan bahisle ağıtlar yakıldığını duyuyor. Kimdir, nedir, necidir diye araştırma yaparken bir Meleknaz ismine ulaşıyor.
Bu sefer Meleknaz’a ulaşmaya çalışıyor. Meleknaz ise bir yezidi ( ezidi diye de geçiyor bazı bölümlerde ) ve Türkiye’ye göçmen olarak gelmiş. Göçmen kamplarında kalırken, nişanlı olan Hüseyin ile tanışıyorlar. Hüseyin bütün işi gücü nişanı bırakıyor, bu kız ile evlenme kararı alıyor. Bunu öğrenen İbrahim’in ise merakı git gide artıyor çünkü nasıl bir güzellik ki; arkadaşını deli divane edebiliyor? Sonrasında kıza ve gözleri görmeyen çocuğuna bir şekilde ulaşmaya çalışıyor. Bu esnada da çeşitli insanlara gidiyor ve başlarından çeşitli hikayeler geçiyor.
Kitap öylesine güzel ki, ben bu başından geçen olayları anlatarak kesinlikle sizin bu zevkten mahrum kalmanızı istemiyorum 😇
Kitabın Hakkında
Normal şartlarda ne bir filmi tekrar izlerim ne de bir kitabı tekrar okurum, sonunu bildiğim hiç bir şeyi tekrar yaşamak istemem. Lakin bu kitap öylesine güzel ki, defalarca okusam okusam her zaman ilk seferki heyecan ile okuyabileceğimi düşünüyorum. İki Papa isimli filmden hemen sonra böylesi bir kitabı okumuş olmak ise harika bir tesadüf oldu diyebilirim. Kitapların en sevdiğim özelliği olan sizi binlerce yıl geriye götürebildiği gibi, binlerce yıl ileriye de götürebilmesi. Bu kitapta ise çalışma masamda göçmenlerin çektikleri zorlukları, o minik yüreciklerin neler yaşadığını, nasıl travmalara rağmen hayatta kalmaya çalıştıklarını o kadar iyi hissettim ki.. Bu duyguları yaşama şansım çok zor ancak bu kitap sayesinde neredeyse hepsini ben yaşamış oldum.
Aynı şekilde yezidilik ile alakalı olarak da şimdiye kadar hiç bilgim yoktu, bu kitap sayesinde biraz da olsa bir şeyler öğrenebildim. Zaten bir solukta biten bu kitap, gerçekten beni son derece etkiledi. Bu yüzden Huzursuzluk isimli bu eseri okumanızı kesinlikle çok isterim 😊
Bir yanıt yazın