Kitabın Adı : Dünyanın Ötekileri Çingeneler
Yazar : Bahattin AYHAN
Yayın Evi : Dorlion
Sayfa Sayısı : 229
Eskişehir ziyaretim esnasında bir arkadaşın tavsiyesi ile aldığım kitabı henüz yeni bitirebilme fırsatı buldum. Romanların Trakya bölgesinde nüfus olarak fazla olması nedeniyle, dışarıdan pek çok insan Trakya ile Romanları hemen hemen özdeşleştirmiş durumda. Bu sebeple arkadaşımın tamamen bu çıkarımda bulunarak beni yönlendirdiğini tahmin ediyorum 😅
Kitapta Çingeneler ( Ki kitapta da bahsedildiği üzere roman denmesini tercih ediyorlar ) hakkında oldukça farklı bilgiler yer alıyor. İlk yaşam yerleri, geçmişten günümüze uğraştıkları meslekler, nerelerde ne kadar süre kalmışlar ya da hangi önemli görevleri üstlenmişler, soykırıma uğramalarına rağmen nasıl geleneklerine sıkı sıkıya bağlı kalmışlar, gelenekleri ve görenekleri, yaşam tarzları ve fizyolojik özellikleri hakkında pek çok bilgiyi bu kitap sayesinde öğrendim diyebilirim.
Kitapta Kannauj isimli bir şehirden ve aslında romanların ilk dönemde ne kadar zenginlik, refah içerisinde yaşadıklarından da bahsediliyor. O dönemden bu döneme nasıl gelindiği, göç yolları gibi unsurlar da yine kitabın önemli bir bölümünü oluşturuyor.
- Kitaptan aklımda kalan ve ilginç bulduğum bazı bilgiler şunlar;
- Kannauj adı verilen bir toprak parçasında yaşadıkları ve Hindistan – Mısır kökenli oldukları,
- 16 Adet farklı kollarının olması ve bu kollardan 5 tanesinin Türkiye’de yaşaması,
- Kendinden olmayanlara “gajo” ( roman olmayan ) dedikleri,
- Bir dönem nüfus kağıtlarında “kıpti” olarak belirtildikleri,
- Nazi Almanyası’nın Yahudiler kadar romanlar üzerinde de soykırım yaptığı, üç kuşak öncesine kadar tüm sülaleyi öldürdükleri,
- 8 Nisan’ın “Dünya Romanlar Günü” olarak kutlandığı,
- İspanya’da flamenkonun gelişmesine olan katkıları ve İspanya’da dahil pek çok ülkede “Türk ajanı” olarak görülmeleri,
başlıca bana ilginç gelen bilgiler olmuştu.
Kitabın 1946 yılı doğumlu araştırmacı-yazarı Bahattin AYHAN konuyu oldukça detaylı ve çeşitli kaynaklardan araştırmalarla incelemiş. Kendisinin yerel tarihle alakalı olarak 12 adet daha yayınlanmış kitabının bulunuyor olması, onu yerel tarih araştırmalarında oldukça ustalaştırmış gözüküyor. Belirli bölgelerde birebir gözlem yapma fırsatı bulan yazar, gittiği pek çok bölgede de konusuyla alakalı yöre halkıyla konuşarak onların da düşüncelerini yansıtmış. Kitap genel itibariyle içinde barındırdığı bilgiler nedeniyle merakı olanlar için oldukça akıcı ilerliyor. Ancak bazı bölümlerin birbirinin tekrarı olması, okuyucuyu biraz sıkıyor gibi.
Tüm bunlara rağmen; kitap okuyanda başlığıyla alakalı pek çok edinim yaratıyor. Bu sebeple “iyi ki” diyebilirim, okumanızı ( eğer ki merağınız varsa ) önerebileceğim bir kitap.
Bir yanıt yazın