Kapatmak için ESC Tuşuna basabilirsiniz

Dune : Çöl Gezegeni

Filmin Adı : Dune : Çöl Gezegeni

Yönetmen : Denis Villeneuve

Tür : Macera / Bilim kurgu

Yapım Yılı : 2021 – Macaristan

Dün akşam gittiğim ve de gerçekten beni innnanılmaz derecede içerisine çeken, “yeni bir LOTR mu geliyor yoksa” diye bana düşündüren film. 2021 yılı ve sonrasına bana kalırsa damga vuracağı kesinleşti.

Dikkat : Bu yazım ağır spoiler içerecektir. Filmle alakalı hatırımda kalan ne varsa buraya yazıp, ilerleyen dönemde ikinci filme gitmeden evvel tekrar açıp okumak istiyorum.

Dune Filmi

Film, 10191 yıllarında geçiyor. Filmin başında Atreides hanedanlığına bağlı bir gezegende misafiriz. Paul isimli tahtın varisi çeşitli rüyalar görüyor ve rüyaların gerçek olduğuna dair bazı emareler bizleri karşılıyor.

Onlar yaşantısına devam ederken bir sabah kahvaltısında annesinin ona “ses” i kullanmayı öğretmeye çalışmasıyla olaylar başlıyor-muş. Anne bir bene gesserit rahibesi

Bene Gesserit
Bene Gesserit

*Bene gesseritler kadınlardan oluşan bir ruhban sınıf. Amaçları özel olarak seçtikleri insanları birleştirerek, insanlık adına mesihi yeniden oluşturabilmek. Böyle buyurdu zerdüşt kitabında Nietzche tarafından tanımlanan “üstinsan” gibi

olduğunu anlıyoruz. Oğlunun da bu seçilmiş kişi olup olmadığını anlamak adına sürekli olarak ona bazı testler uyguluyor.

Sahibinden devirlik gezegen

Bu olaylar olurken birden Arrakis gezegeninden Harkonnenler uzay loncasının kararı ile gezegeni olduğu gibi Atreides hanedanlığına bırakmaya karar veriyorlar. Gezegenin çok büyük bir baharat rezervi olması ve baharatın zenginlik kaynağı olarak görülmesi nedeniyle Duke Leto Atreides bunu seve seve kabul ediyor. Amacı ise yerli halkla iç içe olup çöl gücünü arkasına alabilmek. Apar topar gelip, devir etmek için sözleşmeler imzalanıyor.

*Bu gezegenin şöyle bir özelliği var; Gezegende baharat rezervleri çok fazla. Ve günümüzde petrol neyse, o dönemde baharat o demek. Ulaşımda kullanılıyor, yan etki olarak geleceği gösteriyor, aynı zamanda oranın yerlisi olan Fremenler için kutsal kabul ediliyor. Bu yüzden de Harkonnenleri yerli halk bir türlü sevmiyor. Zorla ellerinden kutsalları alınmış, sömürülmüşler çünkü.

*Kendisi hem suya hem de toprağa hakim, LOTR’de her krallığın kendine özgü zenginliği olması gibi. Bunlara ilave olarak çöl gücünü de kazanmayı planlıyor.

Baharat ve çöl kumu

*Fremenler, Arrakis gezegeninde çok uzun zamandır yaşayan bir halk. Baharata çok uzun süre maruz kaldıkları için gözleri maviye dönmüş. Çölde yaşam konusunda uzmanlaşmışlar ve zorlu koşulları için kendilerini bu şartlara adapte etmişler.

Fremenler

İmzalandıktan sonra apar topar kendi gezegenlerini terk etmek isteyen Atreides hanedanlığında etraf toparlanırken Bene Gesseritlerin en yetkilisi gelerek Paul’un seçilmiş kişi olup olmadığına bakıyor. Böyle bir ihtimalin olabildiğini görüyor ve hiç bir şey çaktırmadan oradan uzaklaşıyor.

Bene Gesseritler her şeyi ayarlamış

Sonrasında Arrakis gezegenine vardıklarında onları Fremenler büyük bir coşkuyla karşılıyor. Paul’u gördüklerinde ona lisan al-gaib diye sesleniyorlar.

*Lisan al-gaib “Dış dünyanın sesi” anlamına geliyor ve mesih anlamı taşıyor. Aynı zamanda Kwisatz Haderach olarak da biliniyor. Bu da zaman ve mekanı birleştiren anlamına geliyor.

Meğer yüzyıllar boyunca böyle birinin geleceği kendilerine Bene Gesseritler tarafından devamlı olarak telkin edilip durmuş. Bu sebeple de Paul’u kutsal biri olarak görmeye devam etmişler.

Dune keşifleri

Gezegene yerleştikten sonra Paul ve babası Duke Leto Atreides yav biz geldik iyi de, bu söylendiği kadar baharat hani nerede diye biraz keşif yapmaya çıkıyorlar.

Gezegende gezmek için ornithopter diye bir makineye biniyorlar. Kanat yapısı ve düşüncesi bence harika. Büyük bir yusufçuğu andıran bu makine hem helikopter hem uçak gibi bir işleve sahip. Çöle çıkmadan önce özel bir still suit dedikleri kıyafetten giymeleri gerekiyor.

Kıyafetler giyildikten sonra bir yetkili tarafından kontrol edilip, eksik olan kısımlar düzeltiliyor. Paul’un kıyafeti ise tam nizami olarak giyilmiş şekilde olunca “anaaa bu çocuk bizim geleneklerimizi biliyo kesin mesih bu” moduna giriyorlar.

Çölde gezinirlerken karşılarına kum solucanı çıkıyor ve kum solucanı ile seyirci burada tanışıyor.

*Kum solucanları çölün belli bir bölümünde yaşayan yaratıklar. Baharatı çok seviyorlar. Düzenli olarak aynı ritimleri duymaları onları harekete geçiriyor. Bu yüzden fremenler oralardan geçerken dans edermiş gibi farklı ritimler ve sesler çıkarıp geçiyorlar. Sürekli aynı ritimde atılan adımlar, kum solucanlarını o bölgeye çekiyor.

Sonrasında gezegeni devreden Harkonnenler yeniden bir darbe yaparak gezegene el koymak istiyorlar. Bunun için de askerleriyle meşhur Sardaukar savaşçılarından yardım alıyorlar. Bir gece ansızın gelip basıyorlar, Paul ve annesi kurtulup Fremenlere sığınıyor. Part 1’i burada bitmiş oluyor.

Dune Hakkında

Filmi çok çok çoook beğendim. Özellikle orta doğu gibi bir coğrafyada geçiyor olması ve de Bene Gesseritler gibi keşfedilmeyi bekleyen bir ırkın olması beni çok mutlu etti.

Frank Herbert’in yazdığı ve 6 kitaplık bu serinin, sözlüğünden terminolojisine kadar her şeyinin büyük bir işçilik gerektirmesi, emek faktörünün fazlaca bulunması da filmin ilerleyen bölümleri için çok önemli.

LOTR için oturulup 800 yıllık tarih yazılmış, bundan fazlası olamaz derken Dune ile tanışmam harika oldu. Oturup karakterlere ve özelliklerine çalışılmalı sevdim hem de.

Aynı zamanda rüyaların gerçekten gelecekten haber vermesi, kader ve psişik bazı olayların yaşanması ve beni yine kendisine çeken unsurlar arasında yer alıyor.

Film hakkında çok olumlu şeyler düşünüyorum ancak ne yazsam ne söylesem eksik kalacağını biliyorum. Kesinlikle 2.5 saatlik bir vaktiniz var ise ayırmaktan erinmeyin derim.

Siz böyle uyarlamalar yapın, ben sinemada izlemeye dune’den razıyım 😁

Serhat ÇETİN

Haemos

Merhaba ! Kitap önerileri, gezilecek yerler ve farklı aktiviteler hakkında yazılar yazıyorum. Burası da benim güncem.

Comments (2)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir