Kitabın Adı : Böyle Buyurdu Zerdüşt
Yazar : Friedrich NİETZCHE
Sayfa Sayısı : 301
Yayın tarihi ve evi : Karbon Kitaplar / Nisan 2019
Doğum günüm nedeniyle Kitapyurdu tarafından sunulan seçeneklerden olan bu kitap, beni oldukça zorladı 😀 Şimdiye kadar okuduklarım arasında belki de en zorlandığım, okurken bazen her cümlede tek tek durup üzerinde düşünme gereği duyduğum bir kitaptı.
Böyle Buyurdu Zerdüşt Konusu
30 yaşlarında Zerdüşt isimli karakterin yaklaşık 10 yıl kadar mağarada kendi özüne dönüp, ardından bu edindiği bilgeliği köylülere anlatmak ve bilgileğini diğer insanlarla paylaşmak istemesi ile başlıyor.
Ardından köye inerken bir çoban ile karşılaşıyor ve çobanın Tanrı’nın öldüğüne inanmaması onu çok şaşırtıyor. Bu şaşkınlıkla köye iniyor ve de kitap bu şekilde başlamış oluyor.
Şimdi nereye gidiyoruz? Bütün güneşlerden uzağa mı? Durmadan düşmüyor muyuz? Öne, arkaya, sağa, sola, her yere düşmüyor muyuz? Hala bir yüksek ve alçak kavramı var mı? Sonsuz bir hiçlik içinde aylak aylak dolaşmıyor muyuz? Yüzümüzde boşluğun nefesini duyumsamıyor muyuz? Hava şimdi daha soğuk değil mi? Geceler gittikçe daha fazla karanlıklaşmıyor mu? Tanrı öldü! Tanrı öldü! Onu öldüren biziz!”
Zerdüşt
Böyle Buyurdu Zerdüşt Hakkında
Aslında kitap hakkında ne desem, ne yazsam da kitabı anlatmaya yetmeyecektir. Kitabın felsefi yönü çok ağır, bir de çeviri konusundan biraz müzdarip olmuş olabilirim çünkü cümlelerin neredeyse tümü devrikti. Okumada zorlandığım gibi, anlamlandırmada bazı yerlerde zorlanmama sebep oldu. Ama bir yerden sonra anlatıma alışınca, çok takılmadım.
Nietzsche, bu kitabı evlenme teklifi ettiği kadın kişisinden red yedikten sonra yazıyor. Kendisini bir eve kapatıyor ve 10 gün gibi kısa bir sürede neredeyse her sayfasında felsefi aforizmalar olan bu kitabı yazmayı başarıyor.
Kitapta ilk defa “üst insan” ve “bengi dönüş” kavramlarından bahsediliyor. Nietzsche’ye göre maymun için insan neyse, insan için de üstinsan o demek oluyor.
Kitap dört bölüşümden oluyor ve kitabı özetleyen cümle amor fati ! ( kader sevgisi, yaşadığınız hayatı olduğu gibi kabullenme ) olabilir.
Yazar, kitabında Zerdüşt’ü Buda, Musa, İsa gibi kutsal insanların yanına koyuyor.
Bu kulaklara göre ağız değilim ben.
Kitap kesinlikle kendi içerisinde çok derin felsefi düşünceler barındırıyor ve çoğu felsefi okulun kaynağı olabilir. Yalnızca bu kitabı okumak istiyorsanız oldukça temiz bir zihne sahip olduğunuz bir dönemi seçmenizi öneririm. Zira aksi bir durumda kitabı anlamakta zorlanabilirsiniz.
Kitabı okumak ve yorumlamak ise ayrı bir keyifliydi.
Bir yanıt yazın