Bonsai Ağaç Yetiştiriciliği Serisi – 3

Bonsai Ağaç Yetiştiriciliği serisi konusundaki ısrar konularımdan 3. süne hoşgeldiniz 😄 Sanırım ilk paylaşım üzerinden 1.5 – 2 seneye yakın bir süre geçti, o günden bugüne kadar devamlı olmasa da; çeşitli aşamalarda bir hevesle bu işe kafayı takmıştım hala da kafam takık durumda.

Tabii Trakya bölgesinde yaşıyor olunca “bunlar ne böyle beya” sorusuna karşı yanıt olarak gayet rahat şekilde “haaa bunlar bonsai ya, bakalım ektim ama ne çıkacak merakla bekliyorum” dediğimde “anaaa kafayı yemiş bu kızan be, baksana bi de rahatla söylüyo bunu. püüü kaldır çabuk bunları” gibi şeyler duyuyorum. Başlarda yanlış anlaşılmalar başımı yakar diyordum da, artık çevremdeki insanlar da bu ağaçların öyle şeyler olmadığının farkına varmaya başladı 😁

Yesss be !

İlk olarak bir hastalık olduğunu düşünüyorum bunun bende ama Bonsai Yetiştiriciliği – 2 yazımda çok yüzeysel bahsettiğim bonsai ağaç ekimiyle alakalı tohumdan başlamanın daha iyi olacağını düşündüm. Hazır ağacı alıp düzenlediğimde o tatmini duyamayacağımı biliyordum, ki muhtemelen de öyle olacaktı ama şimdi durum bambaşka, o yüzden de tohumdan başladım.

Tohum başlarken insanların bana “olmaz, deneme bile” tepkilerini hala hatırlıyorum.

Bunun üzerine ben yine “koca kafalılığımdan” geri kalmayarak, gittim güzelcene tohumlarımı internet üzerinden aldım. Tabi daha öncesinde bu tohumlar üzerinden türlü şekilde dolandırılma olayları olduğunu da bilmiyordum. Millete bonsai diye en ucuz çiçek tohumları paketleniyormuş. E anında anlaman mümkün değil, 2-3 senede anca anlaşılacak. Adam da mecburen “n’apalım olan oldu be” diyerekten kaderine göz yumuyormuş.

Tabii ben o ekimi yaptıktan sonra ümitsizliğe kapıldım mı? Birazcıkın. Ama en sonunda tohumlar çıktılar, birer fide oldular. Ardından onları daha güneş göreceğini düşündüğüm Edirne’ye götürdüm. Başlangıçta hepsi incir yaprağına benzer yaprak açarken, içlerinden istisnai 1 tanesi diken gibi oluyordu. Edirne’de bunları güzelce saksılara ayırdık, arada da sulamaları konusunda evdekilerle anlaştık.

En son gittiğimde ise tohumlardan çıkan fidelerin artık tamamen ağaç fidanı olduğuna ikna oldum ! Büyüyen bonsailerim birer Japon Akçaağacı olabilirlerdi artık, tabii o kadar çok düşünceden sonra böylesi bir şey beni epey mutlu etti 😍

Toprak değişimi

Sokağa çıkma yasakları dolayısıyla yıllık iznimde Edirne’de olunca, bir de fidanların incir yaprakları gibi yapraklar açtığını görünce artık onları budamanın ve toprak değişimlerini yapmanın zamanının geldiğini anladım. Hemen aldım elime fidan makasını, indim bahçeye.

Bahsettiğim incir ağacı yaprağı benzeri yapraklar bunlardı. Önce bunları çıkış yönünde dibinden aldım. Çünkü birazcık bile bırakılsa, onları onarmak için bütün gücünü oraya kullanıyormuş bu ağaçlar. Sonra boya giden kısımlarını güzelce aldım. Tabi bunları çekmek sonradan aklıma geldiği için, öncesi-sonrası boy karşılaştırması yapamadım 😅

Kökleri ise sürekli olarak saksıda durmaları nedeniyle artık etrafına sarılmaya başlamışlardı. Tüplü fidan aldığımızda da tüpten çıkardığımızda, ölü dediğimiz köklerini önce alıyoruz ki bu kesilen yerlerden tekrar çıksınlar.

Saksılarda genelde ikili olarak ektiğim için, bazı köklerin de birbirine karışması durumu meydana gelmişti. Onları önce birbirlerinden ayırıp, ardından da temizliğini yaptım. Burada sağlıklı bir bonsai ağacın kök yapısını görüyorsunuz efenim. Toprak değişimi esnasında kökün sarılı olduğu toprağı pek aldırmadım, sadece annelerimizin örgü ördüğü kalın şişlerin tersi yardımıyla köklerdeki fazla toprağı temizleyip kökleri aldırdım. Bu fotoğraftan sonra bir kaç uzun kökü daha temizledim.

Sonrasında bu halleriyle beraber, saksıya yeniden toprak doldurup; fidanları diktim. Bu sefer saksı sayımı arttırdım, çünkü artık tek başlarına büyümeleri gerekecek.

Yer değişimi

Kış aylarının gelmesi nedeniyle ve birazcık da odamda değişiklik olsun diye tekrardan Edirne’den taşıyıp onları daha sıcak bir odaya koydum. Tabi başlangıçta bizimkiler niye falan diye sorsalar da, kış aylarında yaz aylarından daha sık bakıma ihtiyaçları oluyor ( budandıkları için ) bu yüzden de her gün sulanmak ve toprak bakımından kurtuldukları için bizimkiler bir tık sevinmiş olabilirler 😛

Şaka bir yana tabi, orada 2 adet fidan unutulmuş. Babam sağolsun gidip onlara toprak alıp ( normalde bahçede toprak dolu ancak bonsailer için satın toprak kullanacağımı konuşmuştum onunla da fikir almak için ) hepsini güzelce ekmiş ve saksılarını değiştirip budamış. Kral 😍

Şu anda yaklaşık 1 hafta kadardır beraberiz, ortamın sıcaklığından mı yoksa toprağın gübreli olmasından mıdır bilemiyorum ancak sürgün vermeye başladılar bile. Muhtemelen bu yaz yavaştan bir telleme işlemine başlayabilirim gibi geliyor. Bakalım, göreceğiz 😊